Dolar 32,3679
Euro 34,9483
Altın 2.325,20
BİST 9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul 23°C
Az Bulutlu
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cts 22°C
Paz 22°C
Pts 24°C
Sal 18°C

Murat 124’ün yollardaki 48 yıllık serüveni

Murat 124’ün yollardaki 48 yıllık serüveni
15 Şubat 2019 11:54
994
A+
A-

Adını Osmanlı padişahı Sultan 1. Murad’dan alan ve 12 Şubat 1971’de üretimine başlanan “Murat 124”, hala Türk halkının gönlündeki yerini koruyor.

“Murat 124”, İtalyan Fiat 124 modelinin eşi olarak tasarlandı.

Takvimler 12 Şubat 1971’i gösterirken, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Başbakan Süleyman Demirel, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Memduh Tağmaç’ın katılımıyla TOFAŞ’ın Bursa’daki fabrikasının açılmasıyla üretimine başlandı.

Fiat’ın, İtalya dışında ortak olduğu şirketlerin ürünlerinin Fiat adını taşımasını istememesi üzerine, TOFAŞ ve Fiat yetkilileri bu modelde kullanmak üzere isim arayışına girdi.

Nilüfer, Ova, Koza, Uludağ, Murat

Teklif edilen isimler arasından uygun olabilecek 15-20’si seçildi. “Anadol” modelinin ismi belirlenirken oluşturulan jüri, bu kez TOFAŞ’ın otomobili için devreye girdi.

Jüri, Cevat Fehmi Başkut, Burhan Felek, Ord. Prof. Nazım Terzioğlu, Hulki Alisbah ve Bernar Nahum’dan oluşuyordu.

Jüri, fabrikanın yanından geçen çaydan ilham alan “Nilüfer”, Bursa ovasına atıf yapan “Ova”, kentin ipekçiliğinden yola çıkılarak önerilen “Koza”, eteklerine yaslandığı “Uludağ” ve nihayet Bursa’ya adını veren Murad Hüdavendigar’ı (Sultan 1. Murad) akla getiren “Murat” isimleri üzerinde durdu.

Gazete ve dergiler kuponla çekiliş düzenledi

İtalyanların da kendi tarihlerinde adı geçen bir generali hatırlatan “Murat” ismini tercih etmeleri nedeniyle modelin ismi “Murat 124” olarak belirlendi.

Vatandaşların sahibi olmak için kuyruğa girdiği “Murat 124” için bazı gazete ve dergiler kuponla otomobil çekişleri düzenledi.

İlk yıl 7 bin 835 adet üretilen araç, daha sonraki yıllarda sayısını katlayarak 1976 yılı sonuna kadar 134 bin 867 adet üretildi.

İlk örneği Bursa Anadolu Arabaları Müzesi’nde 

TOFAŞ, ilk ihracatını 1975’te bu araçlarla Mısır’a yaptı. Firma, o dönemde 75 adet Murat 124’ü Mısır’a gönderdi.

Yaklaşık yarım asır önce Bursa’da üretimine başlanan, fiyatı ve performansıyla vatandaşların gönüllerinde taht kuran “Murat 124″ün 48 yıllık hikayesi, birçok kişiye göre ilk günkü heyecanıyla sürüyor.

Adına çeşitli illerde fan kulüpleri kurulan, binlerce lira harcanarak modifiye edilen, hayranlıklarını “sevda” olarak niteleyenler kadar, öldüklerinde tabutlarının, üzerinde taşınmasını vasiyet edenler bile oluyor.

“Hacı Murat” olarak bilinen otomobilin “0000001” şasi numarasıyla 1971 yılında üretilen ilk örneği ise sergilendiği TOFAŞ Bursa Anadolu Arabaları Müzesi’nde ilgi görüyor.

Otomobilini orijinal haliyle muhafaza ediyor

Eskişehir’de yaşayan 62 yaşındaki Recep Gürlü, 1976’da satın aldığı “Murat 124″ünün ruhunu iyileştirdiğini düşünerek 40 yıldır otomobiliyle arkadaşlık ediyor.

Murat 124 model otomobilini orijinal haliyle muhafaza eden Gürlü, halk arasındaki tabiriyle “Hacı Murat”ı ailesinin bir ferdi gibi görüyor.

Özellikle Eskişehir’de fenomen haline gelen otomobili gören vatandaşlar şaşırıyor.

“Bizim için bir terapi yöntemi bu”

Mesleğinden dolayı otomobillere ilgisinin olduğunu belirten Gürlü, şöyle konuştu:

“Trafiğe çıkış yılı 1971’dir. Yani ilk üretilen araçlardan biri. Şoförlük yaptığım zamanlarda taksi olarak kullandığım araçlardan biri de Murat 124’tü. Sevdalandık, bırakamadık. Oğlumla birlikte eski aksesuarlarını bularak yıllardır modifiyesini yapıyoruz. Bizim için bir terapi yöntemi bu.”

Gürlü, kullandığı aracın üretiminin yapıldığı yıllarda seri imalat olmadığını belirterek, “Önden biraz para yatırılırdı. Sıra beklenirdi. 3-5 ay sonra gelirdi. Şimdiki gibi gidip parayı basıp aracı alamazdınız. O yüzden de ilgi görürdü. Ben aracımdan memnunum. Oğluma da bu sevdayı bulaştırdım. O da çok seviyor” dedi.

Ayrıca Gürlü, birçok festivale davet edildiğini vurguladı.

“Elimden geldiğince gidiyorum. Antalya’dan çağırdılar. Adapazarı’na gittik. Yoğun ilgi görüyorum. Bu ilgiye de alıştık. Kırmızı ışıkta dururken insanların ilgilenmesi, fotoğraf çekmesi hoşumuza gidiyor.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.